DURMUŞ YILMAZ KIRŞEHİR DE
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Durmuş Yılmaz, şeker fabrikalarının özelleştirilmesi konusunda Kırşehir’e geldi ve “Biz parti olarak özelleştirmeye karşı değiliz. Ama Kırşehir’in vazgeçilmez bir değeri olan şeker fabrikalarının üretimini artırmak daha da verimli hale getirmek yerine uzun vadede pancardan şeker üretimini tasfiye edecek bir özelleştirme biçimine İyi Parti olarak kesinlikle ve kesinlikle karşıyız ve izin vermeyeceğiz” dedi. İl Başkanlığı önünde partililere hitap eden Yılmaz, “İYİ Parti özelleştirmeye karşı değildir. Bizim savunduğumuz özelleştirme üretimi ve verimi artıran tekelleşmeye neden olmayan, tabana yaygın özelleştirmedir” dedi. Kırşehir Şeker Fabrikası’nın özelleştirme kararına tepki göstermek amacıyla İYİ Parti il merkezinde yapılan etkinlikte ilk olarak söz alan İYİ Parti Kırşehir İl Başkanı Müfit Göçen,
“Biz Türkiye iyi olacak dedikçe birileri Türkiye’yi nasıl karıştırırız diye bunun hesabını yapıyor. Çok ilginç rakamlar çıkıyor ortaya tahılı 33 trilyonluk yeri 5 trilyona satmak gibi kime neye satılacaksa önemli olan insanın sağlığının dikkat etmek, Kırşehir halkını burada korumak kollamak lazım. Türk halkını korumak kollamak lazım. Ama yaptıkları iş sadece ve sadece belli insanların tarımın hesabının yapılması kısa vadedeki iktidar hesabının yapılması ben anlamıyorum şekerdeki hesap nedir bunu diğer konuşmacı arkadaşlarım daha iyi anlatacağı için çok fazla girmek istemiyorum. Ama şunu biliyoruz ki burada hesap şu Türkiye’de milli birliğimizi ve güçlülüğümüzü yok etmek, milli ekonomiyi yok etmek hususunda atılan bir adım. Bu yapılan değerlendirme de Şeker Fabrikalarından bütçeye girecek para 600 milyon civarında bir para. Yav zaten sen Türkiye’de yaşayan Suriyeli başta olmak üzere yabancıya verdiğin para kaç trilyon bunun kaç katı anlamsız ve yersiz yapılan harcamalar memlekete insanların kendi öz varlığının elden çıkmasına sebebiyet verme çabasındalar bence böyle olmamalı şekerle ilgili karar alırken Milli ekonomiyi tek tek tek çürütüp yok ediyorlar. Sebep ney neyi amaçlıyorsunuz siz daha öncede bu konudaki bir takım faaliyetler oldu karşı çıktık. Çok şükür onlarda da başarılı olduk. Toplum olarak yine başarılı olmamız lazım. Şuanda köylünün bir kısmı özelleşmeye sıcak bakıyor. Gerekçe ney koton fazlası ekilen pancarı kota dahilindeki 215 liraya aldığı pancarı 115 liraya satın alıyor bu Şeker Fabrikası bu nedenle Kayseri 170 liraya satın alıyor, arada ciddi bir fark var. Bunu nedenle köylümüzün bir kısmı sempatiyle bakıyor, özelleştirmeye köylüyü çiftçiyi sempatiyle baktırmak için bu kadar Kırşehir’de çalışan bir işçiyi, bu milli sermayeyi, bu esnafı, bu kamyoncuyu senin böyle mağdur etmeye hakkın var mı? Sen bunları mağdur edebilmek dediğini yaptırabilmek için bunca köylüyü nasıl mağdur edersin sen ayıp bir şey ayıp ayıp ve de günah günahı bildiklerini zannetmiyorum. Ağızlarından düşürmüyorlar ama uygulama yok. Kul hakkını yiyorsunuz kimsenin kul hakkına el uzatmaması lazım”dedi.
Şeker-İş Sendikası Kırşehir Temsilcisi Bilal Şahin, Şeker Fabrikalarının satılmasındaki amacın tatlandırıcıları Türkiye piyasasına hakim kılmak olduğunu belirtti. Şahin kaptığı konuşmada “Kısa bir süre içerisinde özelleştirme kararı aldılar. Önce Şeker Kurulunu kapattılar daha sonra 14 tane şeker fabrikasını satışa çıkardılar. Kırşehirli olarak bu sene 700 bin ton pancar işledik, 90 bin ton şeker elde ettik. Bunların şeker fabrikalarını satmalarındaki amaçları tatlandırıcı, Türkiye piyasasına iyice hâkim kılmak. Kargil denen bir şirket bu bir tasarı şuymuşlar bizim anladığımız kadarıyla daha sonra bunların bu talimatlarıyla 14 tane şeker fabrikasını ihaleye çıkardılar. Kırşehirli olarak biz çalışanlar bütün elimizden geleni yapıyoruz. Kırşehir’e geçen sene şeker fabrikasının kazancı 47 trilyon eski parayla 47 trilyon kazancı var. Nakliyeciler, çiftçiler, kapadığınız zaman Kırşehir 5 sene sonra bunlar Kırşehir’den büyük bir göz akını olacak. Kırşehir şeker fabrikasının kapatılmaması için İyi Parti Genel Başkan Yardımcımız ve diğer partilerin basında diğer taraflardan yani Kırşehir şeker fabrikasının kapatılması bizim çiftçimize, nakliyecimize, çalışanlara hayvancılıkla uğraşanlara çok büyük zararı olacak. Kırşehir’in kalkınmada olan illerden birisidir. Bu Kırşehir şeker fabrikasının kapatılmasıyla en geç 5 sene sonra bu kapanır” diye konuştu. Petrol İş Sendikası Temsilcisi Recep Sefer ise, 14 Şeker Fabrikası’nın özelleştirilmesini Cumhuriyetin son kalesinin düşmesi olduklarını gördüklerini, ülkenin göz bebeği olarak gördükleri şeker üretmek üzere kurulan fabrikalarında elden çıkarıldığına dikkat çeken Recep Sefer şunları söyledi: “Değerli arkadaşlar bu sıradan bir özelleştirme değil artık Cumhuriyet’in son kalesinin düşmek üzere olduğunu görüyoruz. Ülkemizin göz bebeği dediğimiz Cumhuriyet’in kuruluşunda ülkemize şeker üretmek üzere kurulan fabrikalarda artık elden çıkıyor. Hani bize bir masal anlatmışlardı ya dinlemiştik o masalı elimizdeki devletin elindeki kamu kurumları satılacak, nimetler paylaşılacak, biz de refahtan pay alacaktık. 15 yılda 60 milyon dolarlık özelleştirme yapıldı. Nimetinden yararlanan köylü, çiftçi, işçi, esnaf var mı değerli arkadaşlarım bu nimetten siz mi yararlandınız. Ve bize şunu söylüyorlar diyorlar ki biz buraları satacağız yani özelleştireceğiz yabancı sermayeye vereceğiz kısacası diyorlar ki biz şeker üretemiyoruz, yönetemiyoruz, biz silah üretemiyoruz, kısacası biz yönetemiyoruz gelin bu ülkeyi siz yönetin diyorlar ve bunu milli her gün millik adı altında söylemler altında yapıyorlar değerli arkadaşlarım. Yani bize diyorlar ki biz üretim yapamayız bizim üretecek üretim yapacak kabiliyetimiz yok biz ancak üretimi çöpçü olarak, bekçi olarak, çorbacı olarak, çaycılık yapabiliriz, biz Anadolu’da ancak buna talip oluruz diyorlar. Onun için şeker fabrikaları sıradan bir özelleştirme değil giderek siz de fark ediyorsunuz ve gündelik hayatınızda yaşıyorsunuz. Gıda çok önemli bir hal aldı. Silahtan daha önemli stratejik gıdayla oynayanlar aynı zamanda GDO’yla oynayanlar gıdanın yapısıyla oynayanlar aynı zamanda ilaç firmalarıyla da paslaşıyorlar. Yani demek istiyorum ki Kargil gibi şeker fabrikalarının alanına yani nişasta bazlı şekeri ülkemize sokan bizi zehirleyen kuruluşlar aynı zamanda fayzır gibi sanafi gibi nortis gibi ilaç firmalarıyla paslaşarak bizi hasta ederek bizi bu coğrafya da Anadolu toprağında bir taraftan zehirleyecekler, bir taraftan ilaç satacaklar, bize de çöp toplamak, bu ülkenin sadece savunmasını asker olarak kendilerinin buradaki mülkiyetini fabrikasını bekletmek gibi bir görevle karşı karşıya bıraktırıyorlar. Bu özelleştirme bu şeker özelleştirmesi şeker fabrikalarının satılması sıradan bir özelleştirme değil uluslar arası tekele sermayeye bırakılması demektir. Boğazımızdan geçen ekmeğimizi, sütümüzü, etimizi, şekerimizi yabancı firmalara vererek biz üretmeyeceğiz eti de oradan gelecek, sütü de oradan gelecek, şekerde oradan gelecek biz ne yapacağız bu Anadolu topraklarında bu bozkırda ne iş yapacağız değerli arkadaşlarım. Ve bizi utanç bu utanç bu utanç hepimize yeter. Eğer biz gelecek nesillerimizi fabrika bırakamazsak, tarla bırakamazsak, ekim alanı bırakamazsak, gelecek nesiller oraların kölesi olacaklar ve bu tüm bunlar ne zaman yapılıyor millilik adı altında, yerlilik adı altında yani her gün televizyonda milliğin konuşulduğu zaman da milli fabrikalar yabancı firmalara peşkeş çekiliyor.” İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Durmuş Yılmaz, partililere yaptığı açıklamada şunları söyledi ;
“Kırşehir ilimizin en büyük ekonomik değeri olan Kırşehir Şeker Fabrikası bu dönemde 5. Bölge 5 bölge 111 köyde 3 bin 456 çiftçiyle 670 bin ton pancar sözleşmesi imzalamış ve yaklaşık 70 bin ton pancarı 800’e yakın işçinin de desteğiyle işleyerek 92 ton şeker 200 bin ton küspe, 35 bin ton melas üretimi gerçekleştirmiştir. Sadece bu yıl Kırşehir fabrikamızın ekonomimize katkısı 240 milyon TL’dir. Tarım ve Hayvancılık için oldukça müsait olan Kırşehir’e tarım ve hayvancılık konusunda doğrudan ve dolaylı katkı sunan Kırşehir Şeker Fabrikası yarattığı istihdam ve katkıyla bölgenin sosyo-ekonomik durumu da dikkate alındığında Kırşehir ili için kesinlikle ve kesinlikle vazgeçilmezdir. Kırşehir’in vazgeçilmez bir değeri olan şeker fabrikalarının üretimini artırmak daha da verimli hale getirmek yerine uzun vadede pancardan şeker üretimini tasfiye edecek bir özelleştirme biçimine İyi Parti olarak kesinlikle ve kesinlikle karşıyız ve izin verilmeyecektir. “Biz ne yapalım edelim yerli üretimden vazgeçmeyelim. İYİ Parti özelleştirmeye karşı değildir. Devlete yük olan verimsiz çalıştırılan kuruluşların daha verimli çalıştırılması ve katma değerinin yaratılabilmesi için özelleştirilmesi ülke yararınadır. Bizim savunduğumuz özelleştirme üretimi ve verimi artıran tekelleşmeye neden olmayan tabana yaygın özelleştirmedir. Hükümet, gerekli tedbirleri alsaydı da üreticiyi organize etseydi onların eliyle bu işi yapsaydı da daha iyi olmaz mıydı? “Bugün ülkeyi yönetenler Cumhuriyet döneminde bin bir zorlukla kurulmuş olan değerli kuruluşlarına uyguladıkları ranta dayalı ekonominin sonucu olarak girmiş oldukları büyük borç yüküne tahsilat yapmak amacıyla değerlerini çok altında haraç satmaktadırlar. AKP döneminde özelleştirme adı altında yapılan satışlar ağırlıklı olarak yabancı tekellere bizzat Türk bankalarından kullandırılan kredilere, kredilere yapılmış ve satışı yapılan kurumların kendi gelirleriyle borçları ödenerek milli değerlerimiz yok pahasına yabancıların eline geçmiştir. Ülkemiz için son derece önemli olan şeker fabrikalarının oldu bittiye getirerek yabancı şekerlere satılması ve pancar üretiminin yerini sağlığa etkisi tartışılan hatta bazı gelişmiş ülkelerde yasaklanan nişasta bazda şekerin almasına kesinlikle karşıyız. Şu anda şeker fabrikaları verimli çalışmıyor. Atıl kapasite var. Devlet olarak biz bunları önleyemiyoruz. Daha da iyileştiremiyoruz. Özel sektör bizden daha iyi yapar. O nedenle verimi, istihdamı, kaliteyi artırmak ve fiyatları düşürmek için özel sektörü gel bilgini becerini buraya koy, dolayısıyla bunu sen mi işlet diyoruz? Bu iddia kesinlikle geçerli değildir.”
Yapılan açıklamaların ardından parti il binasında il yöneticileri ve basın mensuplarının sorularını cevaplandıran Yılmaz, şeker fabrikasının olduğu bölgeye geçerek incelemelerde bulundu.
Daha sonra partililerle görüş alış verişinde bulunan Yılmaz, halkla sohbet etti ve esnaf ziyaretlerinde bulundu.
Cacabey gök medrese ve türbe ziyaretlerinden sonra şehirden ayrıldı.