MYANMAR DA NELER OLUYOR..
Olayların taraflarını tek tek inceleyerek BÜYÜK oyunu ve KİRLİ planı daha iyi görmeye çalışalım.
Parlatılanlar, kullanılanlar, azmettiriciler, emperyal güçler, zulme uğrayanlar, korkanlar, geriden bağırıp bildiri yayınlayanlar.
Yazımızın içeriğinde hepsi karmaşıklıktan sıyrılıp olaya bütüncül bakmamızı sağlayacak.
Evvela bölgeden başlayalım.
1886’dan 1948’e kadar İngiliz sömürgesi olarak kalmış, 1962 ile 2011 arasında da kanlı bir askerî diktatörlükle idare edilmiştir. Burma’da 60 milyon kişi yaşar ve başkenti Rangun’dur.
Bengal Körfezi ile Andaman Denizi’nin kıyısında; Hindistan, Çin, Laos ve Tayland ile çevrili uzak bir memlekettir.
Eski adı ile “Burma”, yeni ismiyle Myanmar’ın sonradan “Rahine”yapılan “Arakan”
Burma ile ilişkilerimiz Birinci Dünya Savaşı yıllarına uzanır. İngilizler, Irak’ta esir aldıkları binlerce askerimizi Burma’daki esir kamplarına göndermişler ve esirlerin çoğu orada can vermiştir. Türk şehitlikleri şimdi perişan vaziyettedir ve Mehmetçiğin kemiklerinin üzerinde fasulye fideleri yükselmektedir.
Vatan için can veren bütün şehitlerimize Allah rahmet eylesin.
Lideri
Adına şarkılar yapılan, filimler çekilen, mandela siyaseti güdüp toplumu etkileyen, saçına çiçek takıp pr yapan, nobel barış ödüllü siyasi lider doağl kaynakların sömürülmesi için çin ve hindistan denklemini çözüp amerikaya ülkesini satmakta gayet başarılı oldu.
Halkın yapısı
yüzde 89 u budist, yüzde 4 hristiyan yüzde 4 müslüman yüzde1 hindu olan myanmar da fetö nün 5 orta okul 3 anaokulu 1 üniversite hazırlık kuru var, bunun yanında 1 iş konseyi birde seyehat acentası bulunuyor.
İnsanlarla serbestçe temas kurmak, konuşmak imkânsız, Cılız ışıkların aydınlattığı sokaklarda yürümek kasvetli. Çoğunluğun Budist olduğu ülkede insanlar, Budist tapınaklarda yatıp kalkıyorlar. Başkent Rangun’da kubbesi saf altından yapılmış mabetler var. “Tapınak tarlası” olarak adlandırılan görkemli pagodalarından; ülkedeki egemen değerin “din” olduğu görülüyor…
Budist rahipler halk arasında birinci derecede etki sahibi iken ülkeyi dış dünyaya kapalı bir cunta yönetiyordu. Rahiplerle asker zulmü arasında sıkışan halk çaresiz ve gergin..
Myanmar geçmişi
Pakistan ve Bangladeş gibi Myanmar da Büyük Britanya İmparatorluğu’nun Hindistan sömürgesinden kopan parçalardan biri. Tezgâhlanan oyunlar da geçmişten bu yana taşınan kin ve nefret de hep aynı.
Olayların başlama nedeni
Üç müslüman gencin bir budist kadına tecavüz etti iddaasıyla yüz yıllardır süregelen dinler savaşı yeniden alevlenmeye başlıyor.
Dış güçler ne zaman devreye girse bölgenin başat dinleri ve müslümanlar arasında mücadele başlıyor, tabiki kan da oluk oluk akıyor.
Hindistanın bağımsızlık lideri gandhi bile kendi dindaşı hindular yerine azınlıkta olan müslümanlara arka çıktığı için kızgın bir hindu tarafından öldürülmüştü.
Olayların yayılması ve vahşet
İddia edilen tecavüz olayının açığa çıkması ve Cesedin bulunmasının ardından yetkili Budist Rahipleri ve Burma Hükümet yetkilileri kadının başına gelen hadiselerden ötürü müslümanları sorumlu tuttular. Neticede 3 tane masum müslüman genç tutuklandılar. Tutuklanan gençlerden bir tanesi dövülerek öldürüldü. Diğer ikisi de mahkeme tarafından ölüm cezasına çarptırıldı. Böylece hükümet, bir iftira vasıtası ile tüm dünyanın gözü önünde müslümanlara karşı bir soykırımın ilk tohumlarını atmış oldu…
Bu hadiseyi takip eden aylarda, bir çok radikal rahip, Burma içerisinde ve dışarısında Rohingyalılara karşı bir anti-propoganda başlattılar. Burmalılara karşı kullandı slogan şöyleydi ; “Rohingya Burmanın bir vilayeti değildir.
Onlar Bangladeşten gelen illegal göçmenlerdir”…
Daha sonra bu gösteriler, bir takım hükümet yetkililerinin katılımı ve desteği ile amacından saptırılarak çizgiden çıkmıştır.
Soykırım nasıl başladı ?
3 Haziran 2012 – Arakan şehri güneyinde bulunan Toungup şehir merkezinde, 8 müslüman hacı ve yanlarında bulunan 2 otobüs muavini ve bir kadın, Budist Rahipler tarafından öldürüldüler. 5 kişi ise kaçarak canlarını kurtarabildi. Hadise olduğu sırada öldürülen hacılar Thandwe’deki Thetsa mescidindeki bir dini merasimden ( islami/ilmi bir toplantı ya da münazara ) dönüyorlardı.
Hacıları taşıyan otobüs, dönüş yolundayken terörist Budist rahipler tarafından durduruldu. Durdurulan otobüsün plakası 7(Ga)7868’dir. Rahiplerden birisi kapıya gelerek “Hepiniz inin aşağıya” diye seslendi. Otobüs şöförü ve muavin müdahale etmek istediler, otobüste herhangi yabancı birisinin olmadığını söylediler. Buna rağmen budist rahipler ilk olarak onları dövmeye başladılar. Daha sonra otobüsün içine dalan Budistler müslüman hacıları döverek otobüsten dışarı çıkardılar. Sayıları 300’ü bulan Budistler, müslüman hacıları yolun ortasına alarak ölünceye kadar dövdüler. Buna rağmen ne bir polis ne de bir hükümet yetkilisi olaya müdahale etmedi. Ne olay sırasında ne de olay bittikten sonra..
Ve bunlarla birlikte otobüste görevli olan bir karı-koca çift dövülerek öldürüldüler.
Diğer 5 müslüman hacı bu katliamdan kaçarak kurtulmayı başardılar. Rahipler kazandıkları bu zaferi ( ?) yola attıkları cesetlerin üzerlerine tuvaletlerini yaparak ve içtikleri şaraplarından dökerek kutladılar.
Buna rağmen hiçkimse tutuklanmadı ve bu katillere karşı herhangi resmi bir soruşturma dahi açılmadı. Cesetler aynı günün akşamında Thandwe de toprağa verildiler.
Bu elim hadisenin ardından ise, Burma hükümetinin verdiği destekle ve iç güvenliği tehdit ettikleri gerekçesi ile rahipler tarafından müslümanların köyleri baskına uğramaya ve yakılmaya başlandı…
Budist rahipler Burma güvenlik güçleri ile beraber gece vakti bir müslüman köyü yakıyorlar…
Rahipler müslümanların evlerini yakarken, güvenlik güçleri rahiplerin emniyetini sağlamakla görevlendirilmişlerdi.
Çıkan bu hadiselerde güvenlik güçleri ve Rahipler güruhu, Razak, Lalu ve Syed Ahmet köylerindeki evleri yaktılar. Müslümanların ticarethaneleri ve 150,000,000 Kyatlık ticari malları yakıldı. Sawmawna köyündeki bir cami ateşe verildi. 200 Rohingyalı evsiz kaldı.
Tarihler 9 haziranı gösterdiğinde 100’ün üzerinde Rohingyalı müslüman hayatını kaybetmiş, 500ün üzerinde müslüman ise evsiz kalmışlardı.
Korkanlar
Bunca zulümün ardından Müslüman halk, Bangladeş devletinin kendilerine bu zor zamanda yardım edeceğini düşünerek onların kapısını çalmak istediler. Zira halk, polis, güvenlik güçleri ve rahipler tarafından her gün katliama uğratılıyordu.
Lakin bunca beklentiye rağmen Tağut Bangladeş hükümeti Arakanlı müslümanların ülkelerine girmelerine izin vermediler. Şayet halk içinden herhangi bir kişi Arakanlılara ensarlık yapıp ev verirse, derhal tutuklamaya ve muhacirleri de sınır dışı etmeye başladılar.
Arakanda tutuklanan bir müslümanın akibetinden, herhangi bir akrabasının haber alması mümkün değildir.
Yukarıda anlattığımız hadiselerin yaşandığı 8 haziran ve 19 haziran tarihleri arasında 60 müslüman kadın Hükümet güvenlik güçleri, polisler ve Budist rahipler tarafından tecavüze uğradılar. Paungzarr köyünden bir kişinin anlattıkları şu şekilde:
“Köylere giren güvenlik yetkilileri, köyün erkekleri tek bir meydana toplayarak onlarla gelecekteki durumları hakkında bir toplantı yapacaklarını söylediler. Evlerden çıkıp köyün dışında bir meydanda toplanan erkekler, orada bir grup tarafından oyalanırken diğer bir grup polis ve rahip köye girerek onlarca kadına tecavüz ettiler. “
Küresel güçler
Kınama, bildiri.çağrı gibi ritüelleri her zaman devrede… ısıtıp ısıtıp her katliamın ardından aynı teraneleri okuyup duruyorlar.
Biz ne yapıyoruz
Myanmar’da, mukim Türk Büyükelçiliği 9 Mart 2012 tarihinde faaliyetlerine başladı.
1992 yılından bu yana, 10 Myanmarlı öğrenci Türkiye burslarından faydalanmıştır. 2015-2016 akademik yılı için, toplam altı Myanmarlı öğrenciye Türkiye Bursları kapsamında burs sağlandı.fetönün 8 okulunun olduğu yerde çok geride rakamlar bunlar. Bir an önce TÜRKİYENİN eli daha yoğun değmeli daha bu bölgeye
Türkiye, Kızılay, TİKA ve AFAD aracılığıyla insani yardım ve kalkınma yardımı faaliyetlerine devam ediyor. İnsani yardımlarımız, Müslüman ve Budist ayrımı yapılmaksızın ciddi yoksulluk koşullarında yaşayan tüm Arakan halkının halkına ulaştırılıyor. Türkiye, UNICEF ve UNHCR üzerinden de bölgeye insani yardımlar sağlıyor.
2012 deki katliam için özel oturum yapan meclisimiz bir hafta sonra bildiri okumak için karar aldı,demekki siyaset ve bürokrasi ile bu işler çözülemiyor.
Güçlü olmak gerekiyor, bz iyi niyetler ile yardım kolileri göndermeye çalışırken , kurban bayramlarında bağışladığımız kurbanlar ile sorumluluğumuzu attık zannediyoruz ama hayır görevimiz bu değil, savaş da barış da GÜÇ ile oluyor.
Sonuç
Günümüzde Arakanlı müslümanları koruyan hiç bir kuvvet yoktur. Maruz kaldıkları onca zulüm, tecavüz ve evlerinden çıkarılmaya karşı hiç bir koruyucuları bulunmamaktadır. Buna rağmen Burma hükümeti tarafından, Rahiplerin ölcülük ettiği bu katliamı meşrulaştıran bir çok kanun tasarısı devamlı olarak kabul edilip yürütmeye konmaktadır. Hükümet destekli bu sistematik soykırım faaliyeti günden güne hıncını ve hırsını arttırarak devam etmektedir.
Devlet olarak gece gündüz diplomasi yapıp uluslararası güçleri hareketlendirmeliyiz .. ilk etapta bu olmazsa olmaz, kalıcı çözüm olarak insanlığa yapılan bu cani eylemin bedelini ödemeye ömür boyu devam edemezler.
Fetö nün 8 tane okul açtığı ülkede bizimde kütlemzi oralara taşımamız lazım.
Comments
YORUM BIRAK
YORUMLAR
-
semih candan 6 Eylül 2017 22:43
bakmak ile görmek arasındaki fark kadar uzağız gerçeklikten.. keşke insanca ve kan dökmeden yaşayabilsek. içerikteki resimleri keşke kullanmasaydınız, ben insanlığımdan utandım…