NASREDDİN HOCALAR VE CACABEYLER
Tarih örnek almak için değil ibret almak içindir. Maalesef günümüzde tarih okuma anlayışı ;ne, neden, nasıl sorularını sormaktan çok, bir masal tadında, tarihte kendine rol model seçmek ve belirlemek için okunur olmakta. Halbuki tarihe not düşülen olaylar, verilen mücadeleler, bu mücadele verilirken çekilen sıkıntılar gözardı edilip efsanevi kahramanlar icad etmekteyiz.
Bu kahramanlardan biri de tarihe kanı ve canı ile imza atmış, çektiği zulümlerle , yaptığı müthiş mücadele ile maalesef tam olarak anlayamadığımız, muvahhid, büyük mücahid, çok önemli bilim, ilim ve fikir adamı, memleketimizin medar_ı iftiharı ŞEHİD AHİ EVRAN-I VELİ yani NASREDDİN HOCA’ dır. Belki şaşıracaksınız ama yapmış olduğum araştırmalardan, sahip olduğum kanaat budur. Şehid Ahi Evran Veli, Şehid Nasreddin Hoca’nın ta kendisidir.. Zerre kadar da aynı şahıslar olduğundan tereddütüm yoktur. . Şehid Nasreddin Hoca yani Ahi Evran-ı Veli hazretlerinin ibretlik hayatını hiç araştırmamışız. Bundan da utanıyorum. Böyle bir değer ve şahsiyetin ilimizde gereken önemin verilmediğini düşünüyorum.
Ahi Evran yüzyıllar önce tarihe bir not düşmüştür. Damga vurmuştur. Zamanın satılmış iktidarına, zamanın satılmış kalemlerine, zamanın satılmış hocalarının karşısında hem ilmen, hem zikren hemde bedenen boyun eğmemiş, bu uğurda zindanlara düşmüş, sürgün edilmiş ve en sonunda can vererek şehid olmuştur. Bu ibretlik ve örnek alınması gereken yaşam maalesef ucuz etkinliklerle sabote edilmiş, gerçek ruhundan çıkarılarak ticari bir meta halini almıştır. Zamanın Emperyalist ve bozguncu güçleri, zalim CACABEY’i ve onun şakşakçı, sindirilmiş kalemleri, İçimize girmiş, bizden görünen iki yüzlü , yüreği satılmış allameleri , Bu satılmışlarla işbirliğine girmiş bürokratlar ve Ahi Evran’a ağıza alınmayacak küfür ve hakaretler eden zamanın hocaefendileri tarafından ; Ahi Evran ve onun etrafında ve yolunda giden herkes kılıçtan geçirilmiştir. Kırşehir de tam bir katliam yaşanmış ve birileri bayram etmiştir.
En çok zoruma giden de bir Kırşehirli olarak o ve etrafında gönül bağı ile bağlanan insanları Kılıçtan geçiren CACABEY in ismi şehirimizde bir meydana verilmesidir. Ahi Evran etkinlikleri sanki özellikle Ahi Evran’ın ruhunu yaralamak istermişçesine CACABEY MEYDANI nda yapılagelmektedir. Tarih böyle ibretlik olaylarla doludur işte. İnşaallah bu yanlıştan bir an önce dönülür.
Bolu beyi ile Köroğlu hikayesinin , daha kuvvetli ve daha malzemesi bol bir hikaye ve yaşam olan Nasreddin Hoca ve Cacabey olayları bu memlekette yaşanmıştır. Tarih yaşanıp biten olaylar değildir. Yüzyıllarca devam eden, şekil ve isim değiştiren olayların kronolojik sıralamasıdır. Günümüz de Cacabeyler de bitmedi, o devrin satılmış ve ihanet içerisinde olan hocaları da bitmedi, bürokratları da bitmedi, Kalemleri ve dilleri satılmış şakşakçıları da bitmemiştir.
Canını Allah’a satmış Ahi Evranlar da bitmedi ve bitmeyecektir. Ahi Evran’ın veya bilinen namı ile Nasreddin Hocanın torunu olmaktan gurur duyuyorum. Aynı Nasreddin Hocanın yaptığı gibi Cacabeylere, satılmışlara , ihanet içinde yüzenlere boyun eğmedik ve eğmeyeceğiz. O zamanki Moğol emperyalizminin günümüzdeki adları olan Siyonlar ve Abd emperyalizminin bilerek veya bilmeyerek güdümünde olan ,günümüzdeki satılmış , yürekleri işgal edilmiş, boyunlarına tasma ve yular takılmış vaziyette içimize sızmış gizli veya aşikar kim varsa bilsinlerki: Sırtlarınızı kime dayarsanız dayayın, ne entrikalar geliştirirseniz, ne oyunlar oynarsanız oynayın. Cacabeyi de olsanız, Bolu Beyi de olsanız, Nemrud da olsanız, Firavunda olsanız Biz Muvahhidler için, Tıpkı Nasreddinler gibi sırtını Allah’a dayayanlar için hiç ve yok hükmündesiniz. Hak Gelecek ve Batıl zayi olacak. Bunu hep beraber göreceğiz. Tarihte şu an yazdıklarımıza ve mücadelemize şahit olacaktır.
Ahi Evran’ın yani Nasreddin Hocanın derin ve ilmi fıkralarından sadece bir fıkrasını anlatmak istiyorum.
‘’ Hoca Nasreddin bir gün evindeki hindiyi kapıp pazara götürmüş. Başlamış Bağırmaya:
-Hindi 500 lira… Hindi 500 lira..
Pazar ahalisi şaşırmış. Biri demiş:
-Ya hu Hoca hiç elindeki Hindi 500 lira olur mu? Hoca da cevaben :
_Ne dersiniz bre gafiller. Daha dün pazarda küçücük papağan satıyorlardı 500 liraya..
Ahali cevaben:
–Hocam papağan küçük fakat meziyetlidir. Papağan Konuşur o yüzden o para eder.
Hoca da cevaben :
–O papağan konuşur ama benim hindi ise DÜŞÜNÜR..’’
İşte ibretlik bir fıkra ve ibretlik bir cevap.
Düşünmek, akletmek Allah’ın biz insanları hayvanlardan ayırdığı en belirgin özellik ve meziyettir. Burada Nasreddin hoca düşünmenin, akletmenin değeri ile bol keseden konuşmanın , şov yapmanın farkını anlatmaktadır Akıl sahiplerine.( Tabiki de düşünmenin sorgulamanın değerini bilenlere. Kuru kuruya itaat ve biat etmeyenlere.)
Bizler Ahi Evran’ın torunları ve günümüzdeki misyonunu sahiplenenler olarak sürekli düşüneceğiz , akledeceğiz, sorgulayacağız. İyilikleri emredip , kötülükleri nehyedeceğiz. Salih ve milletimize yararlı ameller etmeye çalışıp, yenilen kul hakkının hesabını Cacabeylere rağmen soracağız.
Cacabeyler gibi, Papağanlar gibi devamlı konuşsunlar. İstedikleri nutukları atsınlar. Firavunun sihirbazları gibi milletin gözü önünde istedikleri gibi büyüler yapsınlar. Kılıçların gölgesinde çeşitli nümayişler ve şovlar yapmaya devam etsinler. İstedikleri gibi yalakaları tarafından itibar verilip şakşaklansınlar. Cacabeylere inat Ahi Evran gibi mücadele edecek yiğitler var Elhamdülillah.
Son olarak Rabbimizin sözü ile bitiriyorum:
Hud Suresi, 24. ayet: Bu iki grubun örneği; kör ve sağır ile gören ve işiten gibidir. Örnekçe bunlar eşit olur mu? Yine de öğüt alıp-düşünmeyecek misiniz?
Selam ve Dua ile.
Comments
