PİLLİ MİYANGO VE YILBAŞI!..

  Şaşırdınız mı? Yoo, yanlış filan yazmadım. Biz küçükken radyoda, sonra da tek kanal TRT’de Milli Piyango reklamları olurdu. Özellikle 80’li yılarda Metin Akpınar&Zeki Alasya ikilisinin reklamlarını izlerdik… Biz de küçükken arkadaşlarla aramızda reklamları taklit eder ve ben reklamların sonunda hep “Milli Piyangooo” diye uzatılan finalini “Pilli Miyangooo” diye kendime göre muziplik yaparak değiştirirdim. Bana […]
Köşe Yazarları - 31 Aralık 2018 20:10 A A

 

Şaşırdınız mı?

Yoo, yanlış filan yazmadım.

Biz küçükken radyoda, sonra da tek kanal TRT’de Milli Piyango reklamları olurdu.

Özellikle 80’li yılarda Metin Akpınar&Zeki Alasya ikilisinin reklamlarını izlerdik…

Biz de küçükken arkadaşlarla aramızda reklamları taklit eder ve ben reklamların sonunda hep “Milli Piyangooo” diye uzatılan finalini “Pilli Miyangooo” diye kendime göre muziplik yaparak değiştirirdim.

Bana göre Milli Piyango Bileti, genellikle “Yaşanmamış Hayatlar”a sahip birçok insan için, yaşamadığı güzellikleri gerçekleştirme sevdasıdır, umut’tur ve çekiliş yapılana kadar tatlı hayallerle geçen bir mutluluk’tur!..

Tıpkı günümüzde yeni icat edilen diğer bir sürü şans oyunları ve loto’larda olduğu gibi…

Özellikle Yılbaşı çekilişlerinde verilen yüksek miktarlardaki ikramiyeler, insanları daha çok cezbetmekte ve diğer çekilişlere göre biletlere daha fazla talep olmaktadır.

Aslında verilen bu yüksek ikramiyelerin finansörü de yine o hayallerin sahipleridirler.

Çünkü Yılbaşı Biletleri’nin bedelleri, diğer zamanlardakine göre 3-4 kat daha fazladır.

Ben ve kardeşlerim de rahmetli Babam’a, gittiğimiz değişik yerlerden Yılbaşı çekilişleri için Milli Piyango Bileti alıp getirirdik.

Mutlu olurdu gariban…

Hayatı hep çalışmakla, zor şartlarda alın teri ile kazandıklarıyla 5 çocuğunun hayatını idame ettirip, büyütüp okutmak savaşı vererek geçen Babam, belki de bizlere daha iyi bir hayat şartları sağlamak için bir Şans arıyordu!..

Belki de Kaderinin değişmesini bekliyor, umuyordu!

“Umut Fakir’in ekmeği, ye Memet!” hesabı!..

Ama bu hayaller hiç bir zaman gerçekleşmedi…

Çekiliş akşamları bazı biletlere amorti çıkınca, bilet parasını kurtardık diye sevinirdik!..

Umutlar, hayaller, planlar bir sonraki Yılbaşına kadar buzdolabına konur, tekrar hayatın gerçeklerine dönülürdü…

O gerçek de, çalış babam çalış!.. Boğaz ve Karın tokluğuna!..

Ama taşıma suyla da Değirmen bir türlü dönmüyordu!

Gece gündüz o çalışıyor, başkaları yaşıyordu!

Haram’ı Helâl’i o biliyor ama hak-hukuk tanımayanlar bu ülkede krallar gibi yaşıyordu!

Tıpkı şiirdeki gibi;

Bu nasıl Çark ulan?

Buğday bizim,

Ezilen biziz!

Un olan biz,

Aç kalan biziz!

Kim ulan bu doymak bilmeyen Soysuz?

Bütün bunlara rağmen, Allah’a şükretmeyi de hiç ihmal etmez, beş vakit namazını kaçırmazdı Babam…

Hiç kimsenin hakkını yemez, işin ucunda ölüm olacağını bile bilse doğruları söylemekten geri kalmazdı…

Biz çocuklarına da çok şükürler olsun ki bu Karakteri yansımış..

Allah kimseyi Karakteri Bozuk’lardan etmesin.

İşte öyle bir insandı Babam…

Nur içinde yatsın.

Yılbaşı akşamlarında da bizler geliyoruz diye ve yeni bir yılı sevdikleriyle birlikte umutla, sevinçle karşılamanın hatırına bazen evdeki tavuk, horoz vb. keser, kendi çapında özel yemekler hazırlatırdı…

Tabi o zamanlar küçücük bir kasabada bunlar olağan şeylerdi.

Eminim bu satırları okuyanların birçoğu da aynı şeyleri yaşamışlardır.

O zamanlar, şimdi olduğu üzere, toplumun değer yargıları her siyasal Konjonktüre göre değişmez, yozlaşmazdı!..

İnsanlar Milli Piyango çekilişine “Haram” diye yeri göğü yıkmazlardı!..

Kimse böyle saçma sapan işlerle uğraşmazdı.

Ama o zamanlar;

Hak yemek Haramdı,

Yetime, fakire yardım yapılırdı,

Devlet yönetiminde “Tüyü bitmemiş yetimin hakkı” deyimi vardı!..

Komşuluk ilişkileri vardı, kimse kimsenin tavuğuna “Kış” demezdi,

Komşunun acısıyla üzülen, sevincini paylaşan insanlar vardı!

Bir yumurta çalmak bile “Yüz Kızartıcı Suç” sayılırdı!..

Şimdi arsızın, hırsızın, soysuzun elleri cebimizde değil adeta ciğerimizde dolaşıyor, sökülüyor ciğerimiz çatır çatır ama bunlar olağan şeyler sayılıyor!..

Bizi geçtik, çocuklarımızın, torunlarımızın dahi geleceğini çalan Kunduzlar türedi ama kimsenin umurunda değil!..

Çünkü toplum; parkta el-ele tutuşan gençleri ya da Alkol Duvarını aşanları sopayla döverken kendisinin de “Utanma Duvarı”nı aştığından, “Ar Damarı”nın çatladığından bihaber!..

Ve son yıllarda gittikçe değişen-dönüşen, bazılarına göre “Araplaşan” ama bana göre onun da ötesinde, cehaletin pençesinde kıvranan bir toplum oluştu ülkemizde!..

Ellerinde sopalarla çatılara çıkıp dövmek için Noel Baba nöbeti tutanlar,

TV’lerde Yılbaşı kutlayanlara ağzına geleni küfürlerle sövüp sayanlar,

Camilerde “yılbaşı gecesi su içmek bile günahtır” diye vaaz veren imamlar,

Sokaklarda başlarında takkeler, ellerinde mikrofonla gezip milli piyango bileti alanları “günah” işlemekle suçlayan sakallı IŞİD bozuntuları,

Sokaklarda Milli Piyango’yu protesto eden pankartlarla yürüyenler,..vb.

Dün tesadüfen facebook’da bir paylaşım gördüm;

Eski Diyanet İşleri Başkanı Süleyman Ateş, bir TV konuşmasında, Kur’an-ı Kerim’in Kumarı haram olarak belirttiğini ama şans oyunlarının mekruh olduğunu, Milli Piyango’nun da Haram değil mekruh olduğunu açıklıyor.

Aman Allahım! sen misin bunları söyleyen!

Ne yorumlar, ne küfürler, ne hakaretler!..

O yorumlara bakınca dedim ki; ulan bu ülkede Kâfir(!) bir adamı tutup Diyanet İşleri Başkanı yapmışlar da haberimiz olmamış be!..

İnsan bunları görünce, tedirgin olmaktan ve “nereye gidiyoruz?” diye sormaktan kendini alamıyor.

Bu toplum nasıl bu hale geldi?

Öncelikle şunu da belirteyim ki, Piyango’dan bugüne kadar 1 kuruş para kazanmış birisi de değilim ama toplumun bir kesiminin son zamanlardaki saçmalıklarına canım sıkıldığı için onlara Milli Piyango hakkında biraz bilgi vereyim diyorum.

Bak değerli vatandaşım;

Milli Piyango bir Devlet kuruluşudur, çekilişler de Devletin TV’si TRT’den yayınlanır ve asıl kazanan Devletin Hazinesi ve Kurumlarıdır. Çünkü, Vatandaşa ödenen para, Devlete kalanların yanında, Deve’de Kulak gibidir!..

Bunu bir nevi vergi toplama aracı olarak da tanımlayabiliriz.

Hazineye kalan yüzlerce milyon veya milyar TL paradan, Kamu Payı olarak, Savunma Sanayii Destekleme Fonu, Tanıtma Fonu, Olimpiyat Oyunları Hazırlık ve Düzenleme Kurulu, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu ve Çocuk Esirgeme Kurumu’na milyonlarca lira para aktarılır.

Bunlardan haberin, bilgin var mı acaba?

Ayrıca sevgili Vatandaşım;

Ülkede her türlü melanet meydana gelir, 3 aylık Bebeklere tecavüz edilir, Kadınlar otobüste tekmelenir, sokakta öldürülür, Hayvanlara tecavüz edilir, işkence edilir, öldürülür, sesin çıkmaz!

Kravatlı Hırsızlar ülkeyi soyar, senin ve çoluk çocuğunun geleceğini çalar sesin çıkmaz!

Bu toplumu asırlardır fakirleştiren, zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan sisteme sesin çıkmaz!

Vatanını düşman çizmelerinden kurtaran ve sana koskoca bir Devlet ve içinde özgürce yaşadığın bir Cumhuriyet bırakan Devlet Adamlarına akşama kadar hakaret edenlere sesin çıkmaz,

Ama gidip bilet alan garibanlara sataşırsın!..

Müslümansın tabi!

Ama kutsal Hac görevini yerine getirmek için de büyük bir heyecanla çekilecek Kur’a’yı beklersin!..

Şans!..

Bence bir bilet de sen al!

Sana da çıkabilir!

Pilli Miyango!..

Herkesin 2019 Yılı kutlu olsun.

Sağlık ve mutlulukla birlikte Şanslı bir yıl diliyorum…

 

 

 

Comments

comments

Bu haber 8801 kez okundu.
Köşe Yazarları - 20:10 A A
BENZER HABERLER

YORUM BIRAK

YORUMLAR

Hiç yorum yapılmamış.